SAYIN KAYMAKAMIM, SAYIN BELEDİYE BAŞKANIM, PROTOKOLÜN DEĞERLİ ÜYELERİ, KIYMETLİ MİSAFİRLERİMİZ,

DEĞERLİ ÖĞRETMEN ARKADAŞLARIM VE SEVGİLİ ÖĞRENCİLER

Ülkemizin kurucusu, Türk milletinin kahramanı, Dünya’nın eşsiz lideri Mustafa Kemal ATATÜRK, 85 yıl önce bedenen, saat dokuzu beş geçe aramızdan ayrıldı. Biliyoruz ki, her canlı ölümlüdür. Fakat Mustafa Kemal ölümsüzdür.

1881 yılında Mustafa olarak dünya gözlerini açan Ulu önderimiz, Öğrencilik yıllarında arkadaşları arasında liderlik özellikleri ile ön plana çıkmıştır. Askeri Rüştiye deki matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Bey, öğrencisinin yeteneklerini ve liderlik özelliklerini görmüş  ona ‘Kemal’  ismini vermiştir.

Mustafa Kemal, Çanakkale de ‘Ben size taarruz emretmiyorum ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelebilir.’ Diyerek Anafartalar Grup komutanı olarak Anafartalar zaferini kazandırmıştır. Bu zaferin kahramanı yıllar sonra; Çanakkale’de, harpte ölen diğer millet askerleri için de: "Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur içinde uyuyunuz!" diyerek, dünyaya örnek olmuştur.

İşgal altında olan vatanımızı kurtarmak için, 1919 yılının Mayıs ayının 19. Gününde Samsuna çıkarak, Kurtuluş Savaşını başlatmıştır. Amasya Genelgesinde ‘ Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. ‘ diyerek kurtuluş savaşımızın parolasını belirtmiştir.

Erzurum Kongresi öncesinde, çok sevdiği askerlik mesleğinden istifa ederek, vatanı ve milleti için hiçbir rütbenin önemli olmadığını göstermiştir.

Sivas Kongresinde bütün Müdafaa Hukuk Cemiyetlerini birleştirerek Temsil heyetinin başkanı olan Mustafa Kemal, 12 Mart 1920 de İstanbul’un resmen işgal edilmesi ve son Osmanlı Mebusan Meclisi’nin kapatılarak millet iradesinin yok sayılması üzerine Ankara’da 23 Nisan 1923’te Türkiye Büyük Millet Meclisini açarak yeni Türk devletinin temelini atmıştır.

Gazi meclisimizin oyları ile TBMM başkanı ve Başkomutan olan Mustafa Kemal Paşa Sakarya Meydan savasında ordumuza ‘Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk edilemez.’ Diyerek 22 gün süren savaşın kazanılması üzerine; TBMM gazilik unvanı ile Mareşallik rütbesi ile onurlandırmıştır.

1934 yılında TBMM soyadı kanunundan sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya ATATÜRK soyadını vermiştir.

 Muzaffer Başkomutan olarak İzmir'e girdiği gün, önüne serilen Yunan bayrağını, "Bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir; düşmanın da olsa saygı göstermek gerekir!" diyerek onu yerden kaldırtmıştır.

Dünya’da Sanayi İnkılâbı sonrasında, ortaya çıkan sömürgecilik anlayışına ve Dünya’yı sömüren devletlere karşı durabilen, ülkesini sömürü ülkesi olmaktan kurtaran, kısacası emperyalizme karşı koyabilen, Türk milletinin kaderini değiştiren, Atamız; 29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmakla kalmamış. Her alanda yaptığı inkılâplarla; sanata, spora, bilime, eğitime, tarihimize, önem vererek Türk halkının BAŞÖĞRETMENİ olmuştur. ‘Hayatta en hakiki yol ilimdir fendir.’ diyerek ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesine çıkarmak için mücadele etmiştir.

Ünlü bir devlet adamının dediği gibi “Atatürk gibi insanlar, bir nesil için doğmadıkları gibi, belli bir devre için de doğmazlar; onlar önderlikleriyle yüzyıllarca milletlerin tarihlerinde hüküm sürecek insanlardır.”

 Bütün insanlığın hayran olduğu, asırlar boyu övdüğü ve övündüğü meziyetleri üstün kişiliğinde toplayan, Mustafa Kemal ATATÜRK "insanlık ülküsünün açık ve seçkin önderi ve Türk ulusunun uygarlık güneşi" olarak yaşadı ve hep sonsuza kadar yaşayacaktır.

Atamız diyor ki,
Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu kâfidir.

Bu düşüncelerle Büyük Atatürk’ü ebediyete intikalinin 85. yıldönümünde bir kez daha rahmet ve minnetle anıyor. Herkesi saygıyla selamlıyorum.